Güvenlik görevlisiydi, pandemi saz sanatçısı yaptı
Koronavirüs ülkemizde birçok sektörde insanların işsiz kalmasına yol açarken yeni girişimlere de kapı araladı. Güvenlik görevlisi Dilek Güvendi de pandemi nedeniyle işsiz kalanlar kervanına katıldı. Ama o yılmadı, sokak sanatçıları arasına sazıyla katılarak masraflarını çıkartmaya başladı.
Ona Antalya’da Hadrian Kapısı’nda rastladım. Sokak sanatçıları genellikle gitarlarıyla çaldığından saz çalan bir sokak sanatçısı bana ilginç geldi. Kendisine sazı nasıl çalmaya başladığını sorduğumda, “Elimdeki sazı sadece dinlemelerini istedim halkın. Sadece bunun için başladığımı söyleyebilirim. Sazın kılıfını önüme açalı dört gün oldu. Yeni açtım. İlk gün sadece kılıfı yanımdaydı. Para için yaptığımı düşünmediğim için yanımda tutuyordum, sadece beni dinlesinler istiyordum. Daha sonra kılıfı önüme koydum. Gün içinde çok iyi para kazandığımı gördüm. Ayrıca saygınlıkta kazandım, özgüven de kazandım biraz. Nota bilgim yok. Fakat sazı çalmayı seviyorum.” Cevabını verdi.
ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ SAZ ÇALIYORUM
“Çocukluktan beri çalmaya çalışıyorum diyebilirim. Bu işi gönlümden koparak yapıyorum. Bu yüzden ilk kulakla başladım çalmaya. Tabi ilk başlarda geçim kaynağı olarak görmediğim saz ekmek kapısı olduğu benim için. Artık emeğimin karşılığını almak için benim için sebep oldu çalmam için. Şimdi kazancım bana yetiyor. Harçlığım çıkıyor çok şükür. Para atanlarda dinleyenlerde sağ olsunlar.” Şeklinde konuşan Dilek Güvendi ancak bu işe uzun vadeli devam etmeyi düşünmediğini belirtti. Özel güvenlik görevlisi olduğunu ve bu mesleğini yapmayı planladığını kaydeden Dilek Güvendi, ama şu anda pandemiden ötürü işsiz olduğunu bu nedenle harçlığını çıkartmak için çalışmaya başladığını ifade etti. Güvendi şunları söyledi:
“O yüzden harçlığımı çıkarmak için bu şekilde çalışmaya başladım. Hadrian Kapısı, Kaleiçi, Cumhuriyet Meydanı da olabilir. Ama daha çok gitar çalan arkadaşlar olduğu için nedeniyle bize yer kalmıyor. Ayrıca sazın sesi her yerde duyulacak ses de değil. İllaki taşlı kaplı bir alan olursa sesimin eko yapabileceği neresi olursa orada çalmaya çalışıyorum. Dinlediğim şudur budur diye ayrım yapmamakla beraber tabiki de önceliğim Türk halk müziği. Babamdan böyle gördüm. Baba tarafım alevi, anne tarafım sünni. Türk halk müziği önceliğim. Kulağıma hoş gelen bütün türküleri kendi çapımda çıkarmaya çalışıyorum. İstediğim nota bilgisiyle daha güçlendirmek. Fakat zamanım bol olmadığı için kulağımda ne duyduysam çaldığım için gönlümden koparak çaldığım için insanlara bu absürd kaçmıyor. Yani dinleyebiliyorlar. Dinletebiliyorum kendimi, buda benim hoşuma gidiyorum. Seviyorum yani, gönlümden koparak çalıyorum. Bana haber sitenizde yer verdiğiniz için teşekkür ederim.”.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)