SAĞLIK ÜST MANŞET

Koronavirüs aşıları hakkında yanlış bilinen 6 gerçek

Koronavirüs salgını tüm hızıyla küresel çapta devam ederken, salgınla mücadelede aşılar büyük bir kurtarıcı olarak ön plana çıkıyor. Ancak çeşitli tereddütler aşı olmayı engelleyebiliyor. Koronavirüs aşılarının güvenliği ve etkinliği hakkında..

Koronavirüs aşıları hakkında yanlış bilinen 6 gerçek

Koronavirüs salgını tüm hızıyla küresel çapta devam ederken, salgınla mücadelede aşılar büyük bir kurtarıcı olarak ön plana çıkıyor. Ancak çeşitli tereddütler aşı olmayı engelleyebiliyor.

Koronavirüs aşılarının güvenliği ve etkinliği hakkında çok şey söylendi. Bilim insanları, koronavirüs aşılarının klinik etkinliğini değerlendirmeye ve güncellemeye devam ederken, halkın kabulünü engelleyen ve tereddüt yaratan birçok yanlış bilgi ve söylenti ortaya atılmaya devam ediyor.

Koronavirüs aşıları ortaya çıktığından beri aşıların neler yapabileceği ve yapamayacağı ile ilgili birçok efsane ve yanlış propaganda özellikle sosyal medyada keskin bir şekilde yükseldi. Ayrıca aşı karşıtı topluluğa da büyük ilgi oluştu.

Koronavirüs aşısı yaptırmanın bir kamu görevi olmadığı ve insanların zorlanmadığı göz önüne alındığında uzmanlar, yanlış bilgilerin ve yanlış detayların çok daha fazla tereddüt yarattığına ve insanları fayda arayışından uzak tuttuğuna inanıyor.

Bu yazıda koronavirüs aşılarıyla ortaya çıkan en büyük tartışmalı efsanelerden bazılarını temizliyoruz ve gerçeği de deşifre ediyoruz:

YANLIŞ 1: KORONAVİRÜS AŞILARI DENEYSEL OLDUĞU İÇİN ONLARA GÜVENİLEMEZ

Koronavirüs aşıları, hiç şüphesiz daha önce benzeri görülmemiş bir şekilde aşı teslimi-onayı için gereken geleneksel zaman çizelgelerinden oldukça kısa bir şekilde geliştirilmiş ve kullanıma sunuldu ancak, pandeminin boyutu göz önüne alındığında gerekli onayların verildiğini anlamalıyız. Dahası, deneysel olmaları veya hızlı geliştirilmeleri, diğer aşılardan daha az güvenli oldukları anlamına gelmez.

Koronavirüs aşılarının, kesinlikle güvenli ve etkili olduklarından emin olmak için başka herhangi bir ilacın veya aşının geçeceği aynı sayıda klinik denemeye tabi tutulduğunu unutmayın. Dahası, dünya çapında başarıyla aşılanmış milyonlarca insan var ve buna ekleyelim, güvenli bir şekilde aşılanmıştır. Nadir yan etkileri ve alerjik reaksiyonları izlemek için kurullar ve sağlık kurumları oluşturulurken, aşıların güvenliği ve uygulanabilirliği konusunda bu kadar şüpheci olmamalıyız.

YANLIŞ 2: AŞILAR DOĞURGANLIĞI VE CİNSEL İŞLEVİ ETKİLEYEBİLİR

Kişinin üreme ve cinsel işlevine aşırı derecede zarar verdiği söylenen ‘yan etkiler’ de aşılara karşı büyük bir nefret oluşturdu. Koronavirüs aşılarının erkek ve kadınların doğurganlığını etkilediği, cinsel organlarını değiştirdiği, iktidarsızlığa yol açtığı veya kadınlarda adet döngülerini tamamen etkilediği iddiaları tamamen asılsız ve kişiler, üreme ve cinselliği kaybetme korkusuyla koronavirüs aşılarından uzaklaşıyor.

Bu da yine açık delili olmayan bir iddiadır. Birincisi, koronavirüs aşılarının erektil disfonksiyona veya diğer ilgili doğurganlık endişelerine neden olan herhangi bir net yan etkisi rapor edilmemiştir. İkincisi, klinik kanıtların da belirttiği gibi, bir koronavirüs enfeksiyonuna yakalanmanın yan etkileri çok daha önemlidir ve erektil disfonksiyona neden olabilir. Aşı böyle bir risk taşımamaktadır.

YANLIŞ 3: KORONAVİRÜS AŞILARI DNA’YI DEĞİŞTİREBİLİR

Çok fazla tereddüt yaratan bir başka efsane de aşının DNA’yı değiştirebileceği iddiasıdır. MRNA aşıları ile sisteme yapay bir spike proteinin sokulmasını içeren yeni aşılama yönteminin DNA fonksiyonunu değiştirebileceğine ve vücudu etkileyebileceğine yaygın olarak inanılıyor. Aşıların sorun yaratabilecek ‘mikroçipler’ ile vurulduğuna inananmaya devam eden birçok kişi varlığını koruyor.

Bu, yine yanlış bilgilendirmeden başka bir şey değildir. Bunu yapmak biyolojik olarak imkansız olmakla kalmaz, aşı enjeksiyonları genomlarınıza inemez veya fark edilemeyecek sorunlara neden olamaz. Koronavirüs aşıları (veya herhangi bir aşı) ile vücutta bulunan DNA arasında olası bir etkileşimin gerçek bir yolu yoktur.

YANLIŞ 4: DOĞAL BAĞIŞIKLIK, AŞI BAĞIŞIKLIĞINDAN DAHA İYİDİR

Birçok kişi ayrıca, kendini koronavirüs enfeksiyonuna maruz bırakmanın ve böylece ‘doğal bağışıklık’ kazanmanın, aşıyı yaptırmaktan çok daha uygun riskler ve koruyucu kalkan sağladığına inanıyor. Doğal bağışıklığın yardımcı olabileceği pek çok şey olsa da, bu noktada bildiğimiz şey, doğal bağışıklık savunmalarının zamanla zayıflayabileceği ve çok daha güçlü, kalıcı ve şiddet olasılıklarına karşı koruma sağlayan antikorları almak için aşılara ihtiyaç olduğudur.

Aslında, kendini enfeksiyona maruz bırakmak daha büyük riskler taşır ve varyantlarla birlikte hastalığa yol açan mutasyonların olduğu düşünülürse, çok daha ciddi riskler içerir. Koronavirüsü doğal olarak almak, belirlenmiş riskleri, yaşı veya diğer sağlık sorunları olan biri için de tehlikelidir.

Suni bağışıklık yani aşılar, doğal enfeksiyonlardan daha fazla korur ve aşılanmaya değer. Genellikle hafif olan yan etkilere gelince, hafif yan etkiler geliştirmenin faydaları, daha uzun süren hafif bir koronavirüs enfeksiyonundan daha az zarar vericidir.

YANLIŞ 5: HAMİLEYKEN AŞI OLMAK FETÜSE ZARAR VEREBİLİR

Hamile ve emziren kadınlar için sunulan aşılarla, giderek daha fazla sayıda uygun kadına aşı yaptırmaları şiddetle tavsiye edilmektedir. Bununla birlikte, bazı kişiler tereddütlüdür ve hamileyken aşı yaptırmanın fetüsün sağlığına zarar verebileceğine, düşük, erken doğum, ölü doğum veya doğumda gelişimsel eksikliklere yol açabileceğine inanmaktadır.

Bugüne kadar koronavirüs aşılarının hamile kadınlar üzerinde yan etkilere neden olabileceğine dair önemli bir kanıt yoktur. Buna karşın araştırmalar, aşılı kadınların doğumdan sonra bebeklerine koronavirüs antikorlarını iletebildiğini ve aşılı hamile kadınların diğer hamile kadınlara göre hastaneye kaldırılma veya koronavirüsten ölme risklerinin daha düşük olduğunu göstermiştir. Doktorunuza danışın ve bilinçli bir karar verin.

YANLIŞ 6: DAHA ÖNCE KORONAVİRÜS GEÇİRDİYSENİZ AŞIYA İHTİYACINIZ YOKTUR

Ayrıca aşılara yalnızca daha önce koronavirüs geçirmemiş kişiler tarafından ihtiyaç duyulduğuna dair güçlü bir inanç var. Bu yine birçok kişinin aşılardan uzak durmasını sağlayan bir yanlış anlamadır.

Daha önce koronavirüse yakalanmış kişilerin aşılanmasını önermeyen böyle bir tavsiye bulunmamakla birlikte, doğru zamanda aşı olmanın doğal antikorların ve bağışıklık savunmasının yerini aldığı, kişiyi daha korunaklı hale getirdiği ve azalan bağışıklık ile oluşabilecek sorunları çözdüğü bilimsel olarak gözlemlenmiştir. Araştırmalar, ayrıca daha önce koronavirüs geçirmiş ve aşılanmış olanların uzun vadede koronavirüse karşı en iyi korunma oranlarına sahip olduğunu göstermiştir.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL