Share

“Migren kadınlarda daha sık görülüyor”

Nöroloji Kliniğinden Uzm. Dr. Nurşen Borand, migrenin kadınlarda erkeklerden daha sık görüldüğünü ifade ederek, birçok insanın yaşam kalitesini düşüren migren hakkında bilgiler verdi.

Migrenin 4 ila 72 saat arasında sürebildiğini, fiziksel aktivite ile artış gösterdiğini anlatan Dr. Nurşen Borand, ışık ve sesin rahatsız ettiğini, bulantı-kusmanın eşlik ettiği orta veya şiddetli olabilen tekrarlayıcı baş ağrısı şeklinde hastalığın görüldüğünü dile getirdi.

Dr. NurÅŸen Borand, Türkiye’de 2007 yılında yapılan epidemiyolojik çalışmada yüzde 16 migrenli hastanın saptandığını kaydederek, migrenin kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha fazla görüldüğünü belirtti. Dr. Borand, “Migrende genetik yatkınlık vardır.

Migrenli hastaların yüzde 10 ila 15 kadarında aura denilen 5 ila 60 dakika arasında sürebilen geçici nörolojik belirtiler görülebilir. Sıklıkla parlak ışıklar, zig zag görme, görme alanında kayıplar tarzında görsel belirtiler görülür. Bunun dışında kol ve bacaklarda uyuşukluk, baş dönmesi gibi belirtiler de olabilmektedir.

Migren baş ağrısını tetikleyen faktörler vardır. Aşırı uyku, uykusuzluk, açlık veya fazla yeme, menstrüel dönem gibi hormonal değişiklikler, keskin koku, stres, bilgisayar veya telefonun parlak ışığına aşırı maruz kalma gibi tetikleyiciler görülebilir.

Ayrıca bazı yiyecekler aÄŸrıyı tetikleyebilir. Çikolata, kafein, yapay tatlandırıcılar, monosodyum glutamat, tiramin ve nitrit içeren besinler sık görülen besin gruplarıdır. Bu tetikleyiciler kiÅŸiden kiÅŸiye deÄŸiÅŸir” dedi.

Migren tedavisinin kişiye özel olduğunu aktaran Medical Park İzmir Hastanesi Dr. Nurşen Borand, şöyle devam etti:

“Uygun tedavi hastanın iÅŸ birliÄŸi ile olur. Tetikleyicilerin farkında olmak ve bunlardan kaçınmak oldukça önemlidir. YaÅŸam tarzı deÄŸiÅŸiklikleri, sigara gibi inflamatuar ajanlardan uzak durulması, aÄŸrının sıklığını ve ÅŸiddetini azaltır.

Migrenin ilaç tedavisi atak ve koruyucu olmak üzere iki ÅŸekilde yapılmaktadır. Ayda 3’ten fazla atağı olan veya 48 saatten uzun süren atakları olan hastalar, koruyucu tedaviye alınmaktadır.

Bu tedaviler hastanın yandaÅŸ hastalıklarına veya aÄŸrı tetikleyici etkenlerine göre çeÅŸitlilik göstermektedir. Koruyucu tedavide hedef atak sıklığının ve ÅŸiddetinin yüzde 50’den fazla azaltılmasıdır.”

Leave a Comment